Ana Sayfa / Manşet / Altun: Türkiye yalan habere muhatap olma noktasında dünyada birinci ülke

Altun: Türkiye yalan habere muhatap olma noktasında dünyada birinci ülke

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Türkiye’nin dünya genelinde yalan haberlere en fazla maruz kalan ülke olduğunu belirterek, “Buna mukabil Almanya’da 100 haberden sadece 9’u yalan, İngiltere’de 15’i yalan, Fransa’da 12’si yalan. Bu noktada baktığımızda bu küresel dezenformasyon problemini Türkiye’nin en fazla yaşayan ülke olduğunu görüyoruz” dedi.

Fahrettin Altun, “Ulusal Stratejik İletişim Politikası” ve “Dezenformasyonla Mücadele” çalıştaylarının ortak açılış toplantısında konuştu.

“Dezenformasyon kampanyalarının uluslararası alanda en fazla odağında olan ülke açık ve net söylüyorum Türkiye” diyen Altun, özetle şu ifadeleri kullandı:

Çünkü Türkiye son 20 yıldır yaşadığı gelişim çizgisi dolayısıyla geçmiş dönemden farklılaşması dolayısıyla kıskaca alınmaya çalışılan, yürüyüşü durdurulmaya çalışılan bir ülke ve bu noktada yalan endüstrisinin dezenformasyon siyasetinin bütün imkanları seferber edilerek bu süreçte dezenformasyon kampanyalarının muhatabı olmuş durumda. Oxford Üniversitesi Reuters Enstitüsü’nün 2018 yılında yaptığı bir araştırma var ki her yıl tekrar ediyor ve ilk olarak 2018 yılında yaptığı bu tespiti her seferinde de tekrarlamış oluyor. 2018’de yaptığı araştırmada, Türkiye yalan habere muhatap olma noktasında dünyadaki birinci ülke olarak tespit edilmiştir. Bu rapora göre 100 haberden 50’si yalan. Türkiye’yi muhatap alan, Türkiye’de üretilen haberlerin yarısı yalan. Buna mukabil İngiltere’de 100 haberden 15’i yalan, Fransa’da 12’si yalan, Almanya’da 9’u yalan.

Sözüne “Bu noktadan baktığımızda bu küresel dezenformasyon problemini Türkiye’nin en fazla yaşayan ülke olduğunu görüyoruz” diyerek devam eden, şu görüşlerini dile getirdi:

Çünkü Türkiye’de Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu yaşanan dönüşüm Türkiye’nin milleti lehine, ulusal çıkarları lehine yaşanan bu dönüşüm durdurulmak istenen bir dönüşüm. Türkiye’nin elde ettiği kazanımların ortadan kaldırılması için çok yoğun bir uluslararası aktörler ittifakı var ve bunların da en temel araçları dezenformasyon siyaseti. Elbette bu noktada biz Türkiye’nin dezenformasyonla imtihanını özellikle son 8 yıldır yoğun şekilde yaşıyoruz.

“Gezi kalkışması”

2013 yılında gerçekleşen Gezi eylemlerini “kalkışma” olarak niteleyen Altun, şu şekilde konuştu:

O günleri hatırlayın, karşımıza çıkan yalan haberleri gördüğümüzde bir taraftan dehşete düşüyorduk, bir taraftan da bunlar çok bariz yalanlar olduğu için bunlara hiçbir şekilde, hiçbir kesimin itibar etmeyeceğini varsayıyorduk. ‘Eylemler 48 saat daha sürerse Avrupa Birliği hükümeti devirme kararı alacak.’ Bu haber sosyal medyada defalarca dolaştırıldı, milyonlarca kişi tarafından görüldü ve maalesef gerçekmiş gibi dolaşıma sokuldu. Avrasya Maratonu için Boğaziçi Köprüsünden geçen maratoncular, onların oluşturduğu o kalabalık görüntü uzaktan fotoğraflandığında o fotoğraf Gezi kalkışmasına katılan protestocular olarak servis edildi. Bunu bir parti kendi resmi hesabında paylaştı. Çok inanılmaz örneklerle karşılaştık. Yine 2011 yılında bir deniz kazasında sırtından yaralanan bir kişinin fotoğrafı Gezi kalkışmasındaki protestocuların sözüm ona ‘polis şiddeti’ dolayısıyla yaşanan bir hadise gibi takdim edildi. Onlarca trafik kazası görüntüsü eylemlerde ortaya çıkmış görüntüler gibi yansıtıldı. Bunu sadece ulusal alanda değil, uluslararası, anlı şanlı medya kuruluşlarının yaptıkları yayınlarda da gördük. Sayın Cumhurbaşkanımız, o zaman Başbakan malumunuz, Kazlıçeşme’de Milli İradeye Saygı Mitingi yaptığında ki inanılmaz bir kalabalıkla o mitingi yaptı, oradaki görüntüler CNN International tarafından kullanıldı ve o görüntülerin altına ‘Türkiye’de hükümet karşıtı protestolar’ yazıldı. Daha onlarca örnek var. Baktığımızda o dönemde başlayan bu akım bugün de devam ediyor. O dönemden itibaren kendisini sosyo-politik bir varlık olarak ifşa etmekte hiçbir sorun görmeyen gayrimilli bir muhalefet anlayışı ne yazık ki bu türden dezenformatif, manipülatif ve yalan içeriklere dayanarak ‘siyaset yapmaya’ başladı. Siyaset toplumu yalan içerikler bombardımanına tabi tutarak yapılmaz, siyaset sahici bir şeydir. Sayın Cumhurbaşkanımızın sürekli olarak vurguladığı üzere siyaset millete hizmet işidir, dolayısıyla milletin gerçeğini yok sayarak, ona yalan içerikler boca ederek ona hizmet edemezsiniz. Bu gayrimilli tutumun biz uluslararası dezenformasyon bombardımanıyla iş birliği halinde Türkiye’de siyaset alanını zehirlediğini gördük, görmeye devam ediyoruz. Türkiye’de devletimize, ulusal güvenliğimize zarar veren önemli unsurlardan bir tanesidir. Bunun önüne geçmek bir milli vazifedir.

PAYLAŞIN
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  

Hakkında haber news24

Tekrar kontrol edin

Binici Gruptan Akdeniz Gücü Spor kulübüne destek

Mersin’de esnafın, gençleri spora yönlendirerek kötü alışkanlıklardan kurtarmak amacıyla kurduğu Akdenizgücü Spor Kulübü’ne destek sürüyor. ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir