Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC) bombalı suikaste uğrayan gazeteci yazar Uğur Mumcu’yu katledilişinin 30. yılında andı.
Atatürk Parkının içerisinde bulunan Uğur Mumcu anıtı önünde düzenlenen törene MGC Başkanı Rüstem Kaya Tepe, yönetim kurulu üyeleri, MGC önceki dönem başkanları ve çok sayıda gazeteci katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Başkan R. Kaya Tepe, Mumcu ile ilgili konuşma yaptı.
Başkan Tepe: “Mumcu, hepimize örnek olacak bir gazeteci”
Uğur Mumcu’nun dönemin koşullarına göre yaptığı haberlerle gerçek bir gazetecilik örneğini ortaya koyduğunu söyleyen Başkan Kaya Tepe, “24 Ocak 1993, karlı bir Ankara sabahında, soğuk bir Ankara sabahında Uğur Mumcu’yu kaybettik. 6 ay içerisinde failler bulunacak dendi. Kim yaptı, kimler yaptı ortaya çıkartılacak dendi. Ancak üzerinden 30 yıl geçti, hala failler bulunamıyor, hala faili meçhul durumunda. Uğur Mumcu çok önemli bir gazeteci. Hepimize örnek olacak bir gazeteci. O dönem işlemiş olduğu konular, yaptığı haberler, değil düşünmek; belki de onları yazmak, söylemek bile o dönem için belki imkansız. Ama Uğur Mumcu bunu yaptı. Uğur Mumcu gibi gazeteciler bunu yaptı. Tarihimize o anlamda altın harflerle yazıldı. Hepimize örnek olacak, gazetecilik örneği gösterdi.” dedi.
Mumcu’nun 50 yıllık ömrüne sığdırdığı onlarca kitap, yüzlerce makale ve bir sürü yazının tüm gazeteciler için tarihsel belge niteliğinde olduğunu belirten Başkan Tepe, “Aslında bir anlamda bu yazılanları bizim bir sonraki nesillere taşımamız lazım. Bizim görevimiz bu. Bizim görevimiz, yeni nesil gazetecilere; Uğur Mumcu ve onun gibi gazetecilerin nasıl olunması gerektiğini çok iyi anlatmamız lazım” diye konuştu.
“Mumcu gazeteciliğine hasretiz”
MGC eski başkanlarından ve Güney Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ali Adalıoğlu, Mumcu’nun Türkiye’de araştırmacı gazeteciliğin öncülerinden olduğunu dile getirdi. Bugün gelinen noktada yapılan gazeteciliği eleştiren Adalıoğlu Uğur Mumcu gazeteciliğine hasret kaldıklarını ifade ederek şu sözleri kullandı: “Biz ne yazık ki son yıllarda, son 30-40 yılda görüyoruz ki gazeteciler, gazeteci dostlarımız okumaz, araştırmaz oldular. Bir korkaklık, bir ürperti. Yani 70’li, 80’li ve ölümüne kadar Uğur Mumcu gazeteciliğini takip ettiğimiz zaman Uğur Mumcu bir cesur yürekti, bir vatanseverdi ve kalpaksız Kuvvayi Milliyeciydi Uğur Mumcu. Tam bir Atatürkçü’ydü. Önemli olan zaten gazeteci olarak Atatürk ilkelerinden sapmamak, Atatürk ilkelerini topluma en iyi şekilde hissettirmek, bilgilendirmek ve aydınlatmaktır. Bu nedenle Mumcu için söylenecek çok şey var ama ne söylesek az. Bir kez daha onu ve basın şehitlerini rahmetle ve özlemle anıyoruz. Dileriz bugün medya sektöründe trollerin cirit attığı günümüzde ve gelecekte yeni Uğur Mumcular çıkar.”
“Öldürülen gazeteciler önümüzü aydınlatıyor”
MGC’nin önceki dönemlerinde başkanlık yapan Ahmet Ünal, 1990’lı yılların Mustafa Kemal Atatürk ilkelerini benimsemiş gazetecilerin öldürüldüğü yıllar olduğuna dikkatleri çekti: “O karanlık 10 yılda Mustafa Kemal Atatürk’ü ve cumhuriyeti, laikliği, demokrasiyi savunan gazetecilerin öldürüldüğü 10 karanlık yıl. Bunların birçoğunun failleri bulunmadı. Onlar bizim önümüzü aydınlatıyor. Onlar kalpaksız Kuvvayi Milliyeci, onlar bu Cumhuriyet’in nasıl kurulduğunu, hangi zorlukta kurulduğunu ve kaybedilmemesi gerektiğini anlattıkları için aslında öldürüldü. Uğur Mumcu da bu Aydın gazetecilerinden biriydi. Rahmetli Mumcu’nun açtığı yolda ilerlemek, onun başlattığı gazeteciliği sürdürmek bizim için çok önemli.”
Tören, gazetecilerin Uğur Mumcu anıtına karanfil bırakmasının ardından sona erdi.