Mersin Valiliği kent genelinde tüm gösteri ve yürüyüş gibi etkinlikleri 14 Mart’a kadar yasakladı. Emek Partisi (EMEP) üyeleri Mersin Valiliğinin aldığı ‘15 gün süreyle eylem ve etkinliklere yasak’ kararının durdurulması için Mersin Nöbetçi İdari mahkemesine dilekçe verdi.
Mersin Valiliği’nden yapılan açıklamada, kent genelinde tüm gösteri ve yürüyüş gibi etkinliklerin 14 Mart’a kadar yasaklandığı bildirildi. Valilikten yapılan yazılı açıklamada, sosyal medyada Kahramanmaraş merkezli depremlerle ilgili eylem ve etkinlik çağrılarının yer aldığına dair bilgiler elde edildiği belirtildi. Etkinliklerin, kamu düzeninin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunmasını tehlikeye düşürebileceğinin değerlendirildiği kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Valilik makamının uygun göreceği etkinliklerle kamu kurum ve kuruluşlarının düzenleyeceği resmi bayram, tören, anma günleri ve kutlamalar ile bu kurumların gelenek ve göreneklere göre yapacakları programlar, spor faaliyetleri ile bilimsel, ticari ve ekonomik amaçlarla yapılan etkinlik ve toplantılar hariç olmak üzere, açık alanlarda tüm toplantı ve gösteri yürüyüşü, basın açıklaması, açık veya kapalı yer toplantısı ile protesto eylemi, miting, çadır kurma, oturma eylemi, stant açma, açlık grevi, anma töreni, afiş, pankart ve poster asma, el ilanı ve bildiri dağıtma, imza kampanyası, meşale yakma ve taşıma, konferans, panel, seminer, sinevizyon gösterisi gibi her türlü eylem ve etkinlikler il ve ilçe mülki sınırlarımız içerisinde 28 Şubat saat 00.01’den 14 Mart saat 23.59’a kadar 15 gün süreyle yasaklanmıştır.”
EMEP YASAĞIN KALDIRILMASI İÇİN DİLEKÇE VERDİ
Emek Partisi (EMEP) üyeleri Mersin Valiliğinin aldığı ‘15 gün süreyle eylem ve etkinliklere yasak’ kararının durdurulması için Mersin Nöbetçi İdari mahkemesine dilekçe verdi. Valiliğin aldığı kararın kamuoyunu susturma girişimi olduğunu iddia eden EMEP İl Başkanı Yusuf Kaya, “Depremin yetkililerce ‘yüzyılın felaketi’ olarak adlandırması bu süreçte sorumlulukları kapatma, depremi ‘kader’ olarak gösterme çabasından ibaret olduğu açıktır. Kentlerin fay hattı üzerinde inşa edilmesi, inşaatların depreme dayanıklı olarak yapılmaması, halkın konut ve yaşam hakkının rantiyeye ve kara kurban edilmesi, kaçak yapılar, çıkarılan imar afları, deprem için toplanan vergilerin bu alanda kullanılmaması enkaz olarak ülke halkının başına yıkılmıştır. Eşit haklar temelinde demokratik bir ülkede barış içinde bir arada yaşamak için ellerimizi ve güçlerimizi birleştirmeye devam etmeliyiz. Depremde zarar gören bütün illerimizin yeniden inşa edilmesi, sadece konut değil güvenli ve insanca yaşam alanlarının oluşturulması, depremin her aşamasında sorumlu olanların istifaya davet edilmesi tarafsız ve bağımsız yargı önünde hesap vermelerinin istenmesi temel talep olarak önümüzde durmaktadır. Mersin valiliğinin 28 Şubat tarihli 15 gün süreli ilimizdeki yasaklama kararı temel hak ve özgürlüklere aykırı olduğu kadar başta siyasi partiler olmak üzere bütün demokratik kamuoyunu susturma girişimidir. Yani OHAL ‘siz OHAL uygulamasıdır. Bu kararın yürütülmesinin durdurulması talebine ilişkin hukuki süreçte tarafımızca yürütülecektir” dedi.