Mersin İstişare Kulübü, ‘Yaşamın her alanında etik gündemiyle ‘ MARDE Hotel’de toplandı.
Toplantıya Prof Dr Taşkıner KETENCİ, Prof Dr Hüseyin Mualla YÜCEOL, Prof Dr İhsan KAMALAK konuşmacı olarak katılırken, Prof. Dr. Köksal Hazır, Prof. Dr. Yusuf Zeren, MESİAD Kurucu Başkanlarından iş insanı Mustafa Güler, MEPİAD Başkanı Özcan Deniz, Ulusal Narenciye Konseyi Başkanı Kemal Kaçmaz,Önceki Dönem Mersin Baro Başkanı Av. Bilgin Yeşilboğaz, Meslek Adamları Birliği Başkanı Mesut Sezer, Halil Kumbur, Dr. Özgür Karaaslan, Mustafa Burak Uçar’ın yanı sıra pekçok iş insanı ve akademisyen de toplantıda hazır bulundu.
toplantının açılış konuşmasını yapan MİK Başkanı Ferudun Gündüz, kulübün 60-70 civarında üyesi olduğunu, ve toplantıları kulüp üyelerinin büyük ilgisiyle gerçekleştirildiğini söyledi.
Deprem, ekonomi, turizm ve birçok konuda daha önce önemli toplantılar yaptıklarını aktaran Gündüz, “Hayatın her alanında bilimsel veriler ışığında hareket etmek, toplumu aydınlatmak, akademisyenlerin uzmanlık alanındaki bilgileriyle bizleri aydınlatmaları, yol göstermeleri amacıyla bu toplantıların düzenlendiğinin altını çizerek, sahada karşılaştığımız sorunlara çöz üretmeye çalışıldığını ifade etti. Gündüz, “Kulüp üyelerimiz ile iç içe iletişim içinde olmayı istiyoruz.Bir buçuk yıldır bu toplantıları en az 30- 40 kişinin katılımıyla düzenliyoruz” sözleriyle toplantıya katılanlara” hoş geldiniz” dedi.
Haziran ayının gündemi “Yaşamın Her Alanında Etik”, Konunun uzmanları Prof Dr Taşkıner KETENCİ, Prof Dr Hüseyin Mualla YÜCEOL, Prof Dr İhsan KAMALAK’ı, özgeçmişleri ve çalışmaları tanıtıldı.
Başkan Gündüz, ilk konuşmasını yapmak üzere Mersin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Mualla Yücel’i kürsüye davet etti.
Prof. Dr.Tücel, “Ahlak ve Etik” konulu konuşmasında Ekonomide Ahlak ve İktisat çalışmaları, Etik Değerler, Etik Kodların Geliştirilmesi, ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.Her alanda olduğu gibi çalışma hayatında da çalışma ahlakını topluma oturtulması gerektiğine işaret etti. Çalışma ahlakının bozulmasının ülkelere yıkım yaratacağına dikkat çeken Yücel, “70’lerden sonra dünya hakim olan Neoliberal politikalarla, kapitalizmin sadece para kazanma, daha çok zengin olma yolununda her türlü yolu mübah sayan anlayışıyla dünya ekonomilerini ele geçiren çok uluslu şirketlerin oyuncağı haline getirildiğine dikkat çekerken, bu çok uluslu şirketler dünyayı kendi çıkarları doğrusunda ülkelerin politikalarını belirlediklerini, ahlaksal ve etik değerlerin bir yana bırakıldığını çarpıcı örneklerle dile getirdi.
Mutlaka çalışma ahlakının geliştirilmesi gereğine işaret eden Yücel,” Ahlakı, hayatın merkezine koyan, sorgulayan bir eğitim sistemine geçmeliyiz” dedi.
Mersin Üniversitesi Öğretim Üyesi Felsefeci Prof. Dr. Taşkıner Ketenci,dünyada toplumların sosyal, kültürel ve etik değerlerini dile getirdiği felsefi yaklaşımıyla günümüz insanının geldiği bugünkü etik-ahlak çöküntüsünü değerlendirdi.
Prof. Dr. Ketenci siyaset felsefi bir gözle değerlendirirken siyaseti at terbiyeciliğine benzetti. Atı terbiye eden seyisler ile politikacılar arasındaki sıkı bir bağı olduğunu çarpıcı örneklerle dile getirken “Politika, şehri yönetme sanatıdır. Seyislik de atları yönetme sanatıdır.” sözleriyle dikkat çekerken yönetmek için “akıl” kavramına vurgu yaptı. Akıl, kavramını tanıtırken ” Arapça’da akıl,devenin ayağına vurulan pranganın adıdır” sözüyle hatırlatırken, akılı değerlendiren Ketenci “Nasıl adil olabiliriz?” sorusuna etik içinde cevap aranması gerektiğine yaşanan çarpıcı örneklerle yaşananları ortaya koydu. Ahlak, Ketenci, akıl, etik üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Mersin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prpf. Dr. İhsan Kamalak ise toplumsal yaşamda “Etik’i Neden Çok Konuşuyoruz”, “”Etik’e Neden İhtiyaç Var”, sözüyle başladığı konuşmasında “Türkiye’de Etik sorunlarının çözülmü hukukla mümkündür” derken, bunun yolunun eğitimden geçtiğine vurgu yaptı.
Kamalak, toplumsal bir sorun olan etik değerlerden uzaklaşmanın sebebini toplumu yöneten siyasetçilerin çok zeki olduğuna dikkat çekerken, bu zeki siyasetçilerin toplumun gözünün içine baka baka yalan söylemelerine rağmen, bu yalanlara toplum tepki vermiyor,”Bu yalana ‘yalan’ demiyor” dedi.
“Türkiye’nin sorunları etik üzerine çözülebilir mi?” sorularını cevabıyla alakalı olarak Kamalak1980 12 Eylül Darbesinin ardından oluşturulan Türk-İslam Sentezi politikalar, “tövbe,pişmanlık,af” çözüm mantığıyla etiksel, ahlaksal çözülmelerle yeni bir anlayış yaratıldığının altını çizerken, bugün yaşananlar bu sürecin eseri olduğunu belirtti.
Evrensel hukuk temel alınarak, yaşanan ahlak anlaşışına bel bağlamadan hukuki yaptırımların olmazsa olmazı olduğunun altını çizen Kamalak, toplumun ahlaka önem vermesinin çok önemli olduğunu, etik anlayışın her alanda kabul görmesinin sağlıklı bir yaşam sürdürmenin yolu toplumsal örgütlenmeden geçtiğini ifade ederek,”Örgütlü toplumsal çerçevede hareket ederek toplum bir yere gelir” dedi.