HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, bu haftaki grup toplantısını suç örgütü lideri Sedat Peker’in devlet ve suç örgütleri arasındaki ilişkiye dair iddialarına ayırdı.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Susurluk” hatırlatması yaparak “Geçmişiyle yüzsüzleşemeyen bir akıl yüzsüzleşir, akılsızlaşır, suç örgütüne dönüşür ve çürür. Bugün yaşanan budur. Bu iktidar Susurluk mimarisine yeni tuğlalar ekleyerek tarihe geçmiştir. O tuğlalardan Saray yaptılar ve her şeyi oradan yönettiler” dedi.
Buldan’ın, konuşmasından önce çıkan başlıklar şöyle:
“ÇETE ÖRGÜTLERİNİN DAYANDIĞI ZEMİN KÜRT DÜŞMANLIĞIDIR:
Susurluk’ta devlet içinde kurulan devlet ve 90’larda Kürt halkına karşı işlediği suçların bir bir deşifre olduğuna tanıklık ettik. 28 Şubat darbesiyle Susurluk’un üzerini apar topar kapattıklarını, o tuğlaya dokunmadıklarını gün gibi hatırlıyoruz. Çeyrek asır sonra Türkiye, AKP-MHP iktidarında bir kez daha siyaset-bürokrasi-mafya ilişkileri ve ürettiği suç karanlığı ile karşı karşıya. Susurluk’tan bugüne çete örgütlerinin dayandığı en önemli zemin Kürt sorununun inkarı ve güvenlikçi politikalar yani Kürt düşmanlığıdır. Bugün ortaya saçılan çete, mafya ilişkileri de yine Kürt sorununda çatışmalı sürecin tırmandırıldığı 2015 konseptinin yarattığı zemin üzerinden yükselmiştir. Demokratik çözümün, barış ortamının hukuk devletinin olduğu bir ülkede karanlık yapılar varlığını sürdüremez, zemin bulamaz. İktidar bu güçlerle uzlaşarak ittifak kurdu ve çözüm sürecini bitirdi. Bugünlerde ortaya saçılan çete ve mafya düzeninin önünü açtı.
İKTİDAR KENDİNİ SOYUTLAYAMAZ:
Saray yönetimi kendisini bu işlerden asla soyutlayamaz, ‘dışındayız’ diyemez. Tam da bu işin merkezinde yer alıyorlar. Patates soğan dağıtımına kadar her şeye karar veren tek adam tüm bu yaşananlardan ‘haberim yoktur’ diyemez. 90’ların faili belli cinayetleri AKP iktidarındaki Roboski katliamıdır, Sur, Cizre, Nusaybin’deki vahşettir. Suruç ve Ankara’daki gar katliamıdır.
AKP İKTİDARININ FAİLİ BELLİ CİNAYETLERİ:
JİTEM’in yerini Ortadoğu’nun JİTEM’in olan IŞİD ve paramiliter güçler almıştır. 90’ların yargısız infazları AKP iktidarında güvenlik güçleri tarafından yapılan açık, sivil infazlardır. Kemal Kurkut, Uğur Kaymaz, Berkin Elvan ve daha niceleridir. Beyaz Toros’ların yerini AKP’nin SİHA’ları almıştır. En son Dersim Ovacık’ta Murat Yıldız adlı genç mantar toplamak için gittiği köyde bombalandı ve katledildi. Bunlar AKP iktidarındaki faili belli cinayetlerdir. Faillerin birçoğu görev başındadır.
İKTİDAR SUSURLUK MİMARİSİNE YENİ TUĞLALAR EKLEDİ:
Geçmişiyle yüzsüzleşemeyen bir akıl yüzsüzleşir, akılsızlaşır, suç örgütüne dönüşür ve çürür. Bugün yaşanan budur. Bu iktidar Susurluk mimarisine yeni tuğlalar ekleyerek tarihe geçmiştir. O tuğlalardan Saray yaptılar ve her şeyi oradan yönettiler. Türkiye’den Suriye’ye, İran’a. Kıbrıs’tan Kolombiya’ya, Libya’ya ve Irak’a uzanan bir suç organizasyonu var. Bunlar yeni Türkiye yeni sistem diyerek demokrasiyi çökerttiler faşizmi getirdiler. Bunlar derslerine iyi çalışmışlar. Bu işi Susurluk döneminden çok daha iyi yapmaya çalışıyorlar.
SÜREKLİ ‘VATAN-MİLLET’ DENİYORSA CÜZDANINIZA BAKIN:
Bir yerde sürekli ‘vatan-millet edebiyatı’ yapılıyorsa cüzdanlarınıza mutlaka bakın, kontrol edin. Bunların beka söyleminin ardına sakladıkları gerçek kurdukları hırsızlık ittifakıdır. Beka dediler en büyük hırsızlık ve yolsuzluğu yaptılar, uluslararası kara para koridoru kurdular, ihalelere yandaş şirketlerini kattılar ve onları zengin ettiler, kendilerine haksız zenginleşme yarattılar, ülke kaynaklarını talan ettiler. ‘Terörle mücadele ediyoruz’ dediler, suç örgütlerini büyüttüler. Ortaya çıkan iddialarla ilgili neden bir soruşturma yoktur? Buradan Türk yargısına, savcılara, hakimlere soruyoruz. Bir tweet atanı sabahın köründe evinden gözaltına alanlar ortaya atılan bu büyük suçlarla ilgili neden kıllarını kıpırdatmıyorlar? Hepsi devekuşu gibi başına kuma gömmektedir. Bu dengenin bozulmasını istemiyorlar. Dünyanın başka bir yerinde olsa yer yerinden oynardı. İktidarın elindeki yargı da bu sistemin bir aparatı haline gelmiştir. Aynı aşı videolarında olduğu gibi yargı mafyaya biz sizi görmeyiz, keyfinize bakın mesajı vermektedir. Ancak kanalizasyon patlamış, pis koku ortalığa saçılıştır. Çözülme de çok büyük olacaktır.
HELALLEŞMİYORUZ HESAPLAŞACAĞIZ:
İlk yapılması gereken ülkenin derhal bir erken seçime gitmesidir. Hep beraber bu karanlığı aydınlığa çevirme irademiz ve şansımız vardır. Biz bu talan rejiminden büyüğüz. Teslim olmayacağız bunlardan hep birlikte kurtaracağız. Demokrasi ittifakı dediğimiz tam da budur. Gelin, Türkiye halklarını bu karanlıktan hep birlikte kurtaralım. Burada parlamento ve muhalefete çağrı yapmak istiyorum. Derhal hakikatleri araştırma ve soruşturma komisyonu kuralım. Arkadaşlarımız bu hafta bu konuda bir önergeyi gündeme getirecek. Göreceğiz kimlerin oylarıyla reddedilecek. Bu Türkiye kamuoyunun gözünden kaçmamalıdır. Biz bunun öncülüğünü yapacağız. El mi yaman bey mi yaman göreceğiz. HDP olarak bunun peşini bırakmayacağız. Ülkenin dününü ve bugününü yaktılar, ama geleceğini yakmalarına izin vermeyeceğiz. İlk seçimlerde halklarımız o tuğlaları çekecek ve bu kötülük düzenini değiştirecek. Ördüğünüz duvarlar yıkılacak altında kalacaksınız. Helalleşmiyoruz hesaplaşacağız. Hesap ödemeden masadan kalkmanın yollarını arıyorlar, ama kaçamayacaklar. Hesap vakti gelmektedir. Kaçış yok, kurtuluş yok. Gerçek adalet önünde hesap vereceksiniz.
BİZİM ADIMIZA AHKAM KESİYORLAR:
Televizyonlarda bizim adımıza ahkam kesmekteler. Yok bakanlık pazarlığı yapılmış, iki tane bakan sözü verilmiş, atıyorlar tutuyorlar. Bu tartışmaların hiçbirine itibar edilmemeli. Bırakın onlar kendi kendine çalıp oynamaya devam etsin. Bizim için esas olan dönemsel bir seçim ittifakı değildir. Demokrasiye geçiş için, adalet ve barış için en geniş demokrasi bloğunun oluşturulmasıdır. Bu iktidarın politikalarına itiraz eden herkesle en geniş mücadele birliklerinin sağlanmasıdır. Biz bu işe böyle bakıyoruz. Milletvekili seçimleri için HDP’nin bir ittifak arayışı ve ihtiyacı olmadığını sürekli ifade ediyoruz. Baraj sorunu olmadığı gibi belirleyici bir gücü vardır. Cumhurbaşkanlığı seçimine nasıl baktığımız ise adaylık ve isim tartışmasından tamamen uzaktır. Demokratik hedeflere dayanan bir yaklaşımın ortaya çıkarılmasıdır bizim temel yaklaşımımız. Bunun dışındaki hiçbir tartışma bizi bağlamaz. Hiç kimse de HDP’yi yedek bir güç olarak görmemeli. HDP çantada keklik de değildir. HDP Türkiye halklarının kazanması, bu zifiri karanlıktan çıkması için demokrasi adına sorumluluk almaya devam edecek. Hiç kimse bugünlere bakarak karamsarlığa kapılmamalıdır.”