Yüz yüze eğitim başlamasıyla birlikte eğitimde yaşanan sorunlara dikkat çeken Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, “Eşitsizlikler arttıkça eğitimde de eşitsizlikler derinleşmektedir” dedi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Mersin Şubesi, 6 Eylül itibariyle yüz yüze eğitime başlayan okullardaki durum hakkında basın toplantısı düzenledi. Şube binasında yapılan toplantıya, Mersin Emek ve Demokrasi Platformu ve İHD MYK üyesi İlhan Kılıç da katılarak destek verdiler.
Eğitim Sen Mersin Şubesi Başkanı Mahmut Sümbül, iktidarın salgına sürecinde eğitimde her şeyin yolunda olduğu iddiasında olduğunu; ancak gerçeklerin ise çok daha farklı olduğunu kaydetti. Öğrenci, veli, öğretmen, siyasi parti, emek ve meslek örgütlerinin kamusal ve laik eğitim tasfiye edildiğini yönünde hemfikir olduklarını söyleyen Sümbül, “Piyasacı, rekabetçi ve mülkiyetçi bir sistemde sosyal sınıflar, farklı kimlikler ve cinsiyet ve cinsel yönelimler arası eşitsizlikler arttıkça eğitimde de eşitsizlikler derinleşmektedir. Okullar arası eşitsizlikler nedeniyle, sınıf mevcudu yani derslik başına düşen öğrenci sayısı başta olmak üzere okuldaki bilim, kültür, sanat mekânları, okul bahçesinin genişliği, laboratuar, kütüphane, tiyatro salonları, spor salonları gibi öğrenme mekânlarının varlığı/yokluğu, büyüklüğü ve niteliği okuldan okula büyük farklılıklar göstermektedir” diye konuştu.
Bir haftalık devam eden yüz yüze eğitimde gözlediklerini açıklayan Sümbül, sonuç ve önerilerini şöyle sıraladı:
“ * İktidar tarafından ilan edilen Orta Vadeli Program’da salgının eğitimde yol açtığı tahribatı önleyecek bir bütçenin hazırlanmasına yönelik eğitim hedeflerinin açık bir biçimde ifade edilmediği görülmüştür.
* Bütçe sürecinin başlamasıyla birlikte Milli Eğitim Bakanlığı’na yeni okul binası, derslik ve öğretmen gereksinimini karşılayacak düzeyde ödenek ayrılması gerekmektedir.
* Özel okulları teşvik amacıyla kullanılan ödeneklerin kamusal eğitime ayrılması sağlanmalıdır.
* Kapatılan köy okulları, küçük ve büyük bakım-onarım çalışmaları yapıldıktan sonra yeniden açılmalıdır. Bu politikayı izlemek, hem taşımalı eğitim yapan okulları yeni derslik kazanmak üzere kalabalık okulların kullanımına sunmak, hem de her köye bir öğretmen göndermek için gereklidir.
* Salgın döneminde kapanan ve eğitsel amaçlara uygun biçimde inşa edilen özel okul binaları kamulaştırılmalı ve salgın döneminde ivedi biçimde kullanıma açılmalıdır.
* Okullar için kullanılabilecek boş kamu binaları ile ilgili bir döküm çalışması yapılmalı, uygun olan binalar eğitim için kullanılmalıdır.”