Ana Sayfa / Manşet / Ekrem İmamoğlu: Tam kapanmaya ihtiyacımız var

Ekrem İmamoğlu: Tam kapanmaya ihtiyacımız var

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Ne yazık ki yapılan test ve vaka sayısı eşit bir şekilde devam ediyor. Bugün itibariyle 48 çalışanımızı kaybettik. Bu gösteriyor ki alınan tedbirler yetmiyor. Şunu söylemeliyim ki tam kapanmaya ihtiyacımız var. Bilim kurulumuz da 4 hafta tam kapanmaya ihtiyacımız olduğunu söylüyor.” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Habertürk TV’de Mehmet Akif Ersoy’un sunduğu ‘Nedir Ne Değildir?’ programında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

İmamoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

“Şunu söylemek gerek. Bir kısım açılma süreci bizi de şehrimizi de yoruyor. Dün bilim kurulumuzla sıkı bir toplantı yaptık. Ne yazık ki yapılan test ve vaka sayısı eşit bir şekilde devam ediyor. Bugün itibariyle 48 çalışanımızı kaybettik. Bu gösteriyor ki alınan tedbirler yetmiyor. Şunu söylemeliyim ki tam kapanmaya ihtiyacımız var. Bilim kurulumuz da 4 hafta tam kapanmaya ihtiyacımız olduğunu söylüyor.

Bu açıdan bayramı da içerisine alacak şekilde tam kapanmaya ihtiyacımız var. Ayrıca aşı tereddütü duyuyorum sahada. Bu çok yanlış. Tabi yeterlidir yetersizdir bu ayrı bir tartışma. Bu yetkililerin işi. Ama sırası gelenleri aşı olmaya davet ediyorum.

Biz tabi Türkiye’nin sayılarıyla ilgili bir yorum yapamayız. Vaka sayısının yüzde 40’ı İstanbul’da demek çok inandırıcı gelmiyor bana. Biraz daha aşağı olabilir. Şöyle ki 84 milyon nüfusun 16 milyonu İstanbul’da yaşıyor. Ama İstanbul koronavirüsü yoğun bir şekilde yaşıyor. 2 gün önce bulaşıcı hastalıktan ölenlerin sayısı 200’ü aştı. Bugün sanıyorum 160’ı aşacak. Şu anda vefat sayılarının yarısı İstanbul görünüyor.

Kripto para

 Kripto para vurgunuyla ilgili olarak birisi elini kolunu sallaya sallaya bu şekilde Türkiye’den gidemez.

İstanbul ile ilgili 21 buçuk ayı bitirdik. Bu süreye çok şeyi sığdırdık. Pandemi çok etkili oldu. Bu açıdan bence olağanüstü bir dönemi yönettik. 1 buçuk milyon haneye destek verdik. İlk defa 65 bine yakın üniversite öğrencisine yıllık 3 bin 200 lira destek verdik. Bu zor günlerde yoğun bir şekilde ihtiyacı olanların yanında olduk.

Şu anda İstanbul ve tüm kentlerin en büyük sorunu yoksulluk. Öte yandan ormanlarla ilgili Hacıosman’daki Atatürk Kent Ormanı’nı neden açmamışlardı bilmiyoruz. Biz geldik ve düzenledik.

110 atla ilgili açıklama

Adalar’daki fayton meselesini çözüme kavuşturduk. Bayrampaşa’daki otogarı bambaşka bir hale getirdik.

110 at ile ilgili Lale Mansur hanımefendinin sözleri çok kırıcı çok yanlış. Biz orada gerçekten atlara çok iyi bakıyoruz. Bin 100 atı zulümden kurtardık. 300’ü aşan faytonla ilgili süreci öyle güzel yönettik ki. Tarım Bakanlığı ile bir protokol yapıp Anadolu’ya bedelsiz ve denetimi de oradaki Tarım İl Müdürlükleri’nin yapması kaydıyla canlı taşıyoruz. Bu hassasiyeti taşıdık. Ama ne yazık ki Dörtyol’daki olay bizleri çok üzdü. Burada devrettiğimiz için hukuken bir sorumluluğumuz yok.

Dünyada aynı anda 10 metroyu yürüten tek kurumuz. Ayrıca 20 ayda metro hatları adına çok önemli adımlar attık.

İBB’nin borç yükü arttı mı?

İstanbul’un bütçesinin kamuoyuna bu kadar şeffaf anlatıldığı bir dönem yok. 6 ayda bir kamuoyuna anlatıyorum. 22 ay olacak ve dördüncü sunumumu yapacağım. İBB Meclisi’nde Tevfik Beyin ifadesi ise doğru değil. Biz geldiğimizde İBB’nin 29 milyar lira borcu vardı.

21 ayda biz geldiğimizden beri 4.2 milyar lira iç, 9.2 milyar lira da dış kredi kullanıldı. Biz belediyeyi 6 milyon lirayla devraldık. İlk gidilen yer de kamu bankasıydı. 21 ayda İBB 9 milyar lira dış borç ödedi. Aldığımız kredi kadar da borç ödedik.

Pandemi kaybı olarak tam 2 buçuk milyar liramız gitti. Bu dönemde bütün otobüslerimiz personelimiz çalıştı. İBB’yi devraldığımızda 2 milyar euro dış kredi borcu vardı. Euro 10 lirayı aştı. Bu borcun 12 milyar liradan fazlası döviz kur farkından geliyor. Bizim finansal tüm rakamlarımız bütünüyle şeffaf. İlk defa İstanbullular kendi parasının nereye harcandığını biliyor.

(Sosyal yardım bütçesi ne kadar sorusu) Sosyal yardımı 2 buçuk katına çıkarttık. Dünyanın en güzel kenti olarak sosyal yardımı konuşmak ağrıma gidiyor. Biz her 4 haneden birine dokunduk. Bize yağmur gibi talep geliyor. Pandemi süreci bir seferberlik süreci bunu hafifletelim dedik. Ama İBB Meclisi’nde reddedildi. Hâlâ bkolajda duran 5 milyon TL var. Sayın bakana yalvardım yapmayın dedim. Biz kampanyaya başladığımızda Cumhurbaşkanlığı henüz kampanyaya başlamamıştı.

Bebek destek projesi

123 bin eve süt dağıtıyoruz her ay. Neredeyse 200 bine doğru giden annelere ücretsiz yolculuk yapabilsin diye kart verdik. Öğrenci kartı da Türkiye’nin en ucuz kartı oldu. Pandemi sürecinde sağlık çalışanlarına ücretsiz yolculuk ve park imkânı tanıdık.

Ücretsiz ulaşımdan 8 milyon kez yararlanıldı.

Halk ekmek

Bunlar küçük işler ve küçük akıllar. Halk Ekmek ile ilgili İBB’nin dağıtımı bizden önce 900 bindi. Biz geldikten sonra 1 buçuk milyon adet ekmeğe çıktı. Keşke İstanbul’un zenginliklerini konuşabilsek. Bunun tek sebebi yoksulluk. Bu yoğun talebi görünce artırmak istedik. Bunları konuşmak bile üzücü.

İBB’ye yapılan iş başvuruları

400 bini aşan insanın iş başvurusu oldu. 16 bin kişiye bölgesel istihdam ofisleri üzerinden iş bulduk. 200 bin başvuruyu bölgesel istihdam ofislerine ilettik.

Gezi Parkı

(Gezi Parkı’nın vakfa devredilmesi) Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün kararına bizim başvurumuz üzerine tedbir kondu. Bu tabi vazgeçildiği anlamına gelmiyor. Hukuki süreç devam ediyor. Galata Kulesi için de bu şekilde başvurumuz var.

Nagehan Alçı ile İmamoğlu arasında polemik

Gazeteci Nagehan Alçı ile İmamoğlu arasında şu diyalog sosyal medyada gündem oldu:

Nagehan Alçı: Diyelim ki Merkezi İdare Topçu Kışlasını inşa etmeye karar verdi. Ne yapacaksınız? Karşı çıkacak mısınız? Direniş başlatacak mısınız?

İmamoğlu: İki yıldır benden kavga istiyorsunuz ben etmiyorum. Ben işimi kavga etmeden yönetiyorum. Benim kavgayla işim yok.

N.A: Sayın başkan biz mi istiyoruz sadece soruyoruz

İmamoğlu: Bu işi önce kamuoyuyla paylaşıyoruz, siz bizim üslubumuzu hala çözemediniz mi. 2,5 senedir ben buradayım. Kamuoyuyla paylaşıyorum. İtirazlarımı yapıyorum. Önce kendim gidip dilekçe veriyorum. En önce gidip kendim dava açıyorum.

Tartışmalı Kanal İstanbul projesi

“Biz göreve geldiğimizde kazmayı vuracağız deniliyordu. Hâlâ o şekilde duruyor. Ben şunu anlatacağım. Bu bir devlet projesi değil, bir seçim projesi. Devlet projesi olsa süreç farklı olurdu. Sayın Ahmet Davuoğlu bile iyi bir fizibilite ve etki analizi yapılmadığını söylüyor. Ekolojik olumsuzluklarına değiniyor. O dönem nüfus hareketliği konusunda da net bir rapor yoktu diyor. Genelkurmaya sordunuz mu diye soruyor. Ama aramamışlar bile. Kanal İstanbul yapılırsa 8 milyon vatandaşın güvenliği ne olacak diye sordum diyor. Tek bir yanıt alamadım diyor. Bu ülkenin 3 yıl boyunca başbakanlığını yapmış bir insan bunu söylüyor.

Sayın Ali Babacan da ÇED raporu dahil kritik raporların tümünün siyaseten hazırlandığını biliyorum diyor. Dün akşam da Sayın Cemal Saydam ifade etti. Marmara ölecek diyor. Beton Kanal işini rafa kaldırın demiyor unutun diyor. Benim gibi bilim insanlarını niye davet etmediniz diyor.

İstanbul’u yöneten bir Büyükşehir Belediyesi Başkanı var. Bir kez davet ettiniz mi, muhalif düşünen bilim insanlarını bir araya getirdiniz mi, bunların sorulması gerek.

Öte yandan kanal üzerinde yapılacak köprülere geçiş garantisi verilecek mi? Bunlar önemli sorular.

Sazlıdere Barajını yok ediyorsunuz. İstanbul’un suyunun yüzde 10’nu. 350 milyon metrekarelik bir alanı imara açmaktan bahsediyoruz. Ben aynen şunu diyorum. Bir kişi her şeye karar veremez. Çağırın bizleri konuşalım. Biz buraya şehri koyacağız diyorlar. Buralar hep tarım alanı. Bu, İstanbul’un şehircilik adına katliamıdır. Yaşanacak bir kentimiz kalmaz. Fatih Sultan Mehmet’in emanetine ihanet etmiş olursunuz. Şehircilik Bakanı çıkıp diyor ki, biz lojistik alanlarını ticaret alanlarını iptal ettik konuta çevirdik diyor. Kime sordunuz. Hak hukuk var itirazlar var. Yüzbinlerce insan açıklanan planlara itiraz etti. Yüzbinlerce insan bu işin olmasını istemiyor. Toplumun büyük bir çoğunluğu istemiyor bunu.

Bu proje Türkiye’nin hazinesini ipotek altına alacak bire proje.

Biz o bölgede satın alınan arazileri tarım olanı olarak almaya hazırız. O bölgede büyük bir arsa rantı söz konusu oldu.

(Cumhurbaşkanlığı adaylığı) Ben İBB ilçe başkanıydım adayım demedim önerildim. İlçe belediye başkanıydım adayım demedim. Benden bir şey duydunuz mu hayır.

PAYLAŞIN
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  

Hakkında haber news24

Tekrar kontrol edin

Koza Halı Sektörde Bir İlke İmza Atarak Calvin Klein Halının Türkiye Üretim ve Dağıtım Hakkını Süresiz Olarak Aldı

Koza Halı, dünya moda devi Calvin Klein ile yaptığı anlaşmayla, halı sektöründe yeni bir çığır ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir