Ana Sayfa / Manşet / Gültak: “Akdeniz’de vatandaşın kaderini değiştirdik

Gültak: “Akdeniz’de vatandaşın kaderini değiştirdik

Haber Türk TV’de Esra Toptaş ve Kadir Kaymakçı’nın sunduğu Gün Başlıyor programına konuk olan Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak, seçildiği günden bugüne tarımdan eğitime, sağlıktan eğlenceye yaptığı icraatları anlattı.

Programda öncelikle Mersin’in uzun zaman yağış almamasına değinen ve ocak ayında neredeyse hiç yağmur ve kar yağmamasının endişelendirici olduğunu kaydeden Gültak, “Bu ocak kötü geçti fakat dünden beri yağışlar var, Mersin’de de yağışlar iyiydi. Tabi ki dağlarımıza da kar düştü, herhalde şubatla martı yağışı geçireceğiz. Umarım aşırı soğuk yapmaz çünkü ağaçlarımızda çiçekler var” sözlerine yer verdi. Geçen yıl Mersin’de son 50 yılın en büyük soğuklarının yaşandığını hatırlatan Gültak, “Tam da narenciye ağaçları çiçek açmıştı, dondan dolayı hasatta sıkıntı yaşandı. Umarım böyle bir soğuk olmaz ama şubat ve martı iyi geçirirsek faydalı olur diye düşünüyorum. Siz Mersin diyorsunuz ama ben narenciyenin başkenti olarak adlandırıyorum. Çünkü yediğiniz limonlar portakallar mandalinaların çoğu Mersin’den geliyor” diye konuştu.

ORGANİK TARIMDA YENİ BİR ÇAĞ

Organik tarımda bütün belediyeleri örnek olacak adımları atan Akdeniz Belediyesi’nin yaptıklarını tek tek anlatan Gültak, Kadın Kooperatifi’ni kurduktan sonra yaptıklarını şöyle anlattı: “Seçildikten sonra 2 tane kadın kooperatifi kurduk, bu kadın kooperatifleriyle birlikte de üretmeye başladık. Çünkü tarım dışında ürettiğimiz materyaller de vardı ama atıl olan araziler vardı. Hem belediyemizin hem de Milli Emlak’ın arazileriydi. Bu arazileri aldık, çok da yetenekli bir tarım müdürü atadıktan sonra yeni projeler üretme kararı aldık. Ürettiğimiz ürünler farklı olmalı, insanlara vizyon vermeli. Belki hayatınızda ilk defa duyacağınız ürünleri söyleyeceğim, stevia mesela pek bilinen bir bitki değildir. Şeker hastalarının kullandığı, şeker yerine kullanılan yaprakları kurutulduğunda çayda, kekte her şeyiniz de kullanabileceğiniz bir ürün. Şu an steviayı kadınlarımızla ürettik, ayrıca moringa çayı var. Hanımefendilerin tercih ettiği bir çay ve ikisini karıştırıp paketler haline getirdik. Kadın kooperatifimiz satmaya başladı. Katma değeri yüksek olan ürünleri üretmeye çalışıyoruz. Şevketi bostan da üretiyoruz. Genelde Ege’de bilinir, aslında Girit yemeği. Mübadele zamanında Girit’ten gelen Müslümanlara Osmanlı sahip çıkmış ve bunları farklı illere yerleştirmiş, bunlardan birisi de Mersin. Melemez’de de Giritler var geçen ay şevketi bostanın hasadını yaptık. Kilosu da 80 liradan alıcı buluyor.”

ATA YADİGARI KARA KILÇIK BUĞDAY ATIL ARAZİLERDE YENİDEN YAŞAM BULDU

10 bin yıllık ata yadigarı kara kılçık buğdayını da yeniden üretmeye başladıklarını belirten Gültak, “Anadolu’nun topraklarında büyütülmüş bu tohumu aldık, yine bir arazimiz atıl durumdaydı, bu arazimize ektik. Mayısın sonralarına doğru hasat edeceğiz. Dönümden 600-700 kilo verim alınabiliyor, güzel bir ürün. Hasat ettikten sonra un haline getirip Girit ekmeği yapacağız. Kadınlarımız Girit ekmeğini yetiştiremiyor. 100 yıllık bir mayadan bahsediyoruz, savaş zamanı yanlarında getirmişler, üreye üreye bu zamana getirmişler. Biz seçildiğimizde neredeyse bırakıyorlardı bu işi ama kooperatifle beraber ekmeği satmaya başlayınca işin rengi değişti. Hem kadınlar para kazanmaya başladı hem de 100 yıllık bir kültür ayakta kaldı. Ekmeğin mayalanması 6 saat pişirilmesi 2 saat süren bir ekmek” diye anlattı. Atıl arazilerin değerlendirilmesinin yanı sıra kadınların da ticarete atılmasıyla eve katma değer kattıklarını kaydeden Gültak, “Kadınlar üretmeye başladıklarında eşlerine ve çocuklarına destek oluyorlar. Sadece dikişi nakış değil, halk evlerinde kütüphanesinden tutun, pilatesine, kreşlerine kadar her şey var. Bizim amacımız Akdeniz’de barışı sağlamaktı. Bunu sağladık. Barış ve huzur geldikten sonra bütün Mersin’e yayıldı. Kadının kimyası zaten üretkendir, mutlu olduğu zaman her yere bu mutluluk yansır. Atıl araziler atıllıktan kurtuldu, ata tohumuna sahip çıkıyoruz, kadınları kooperatiflere kattınız derken aslında 1 değil birden fazla işi organize bir şekilde yapmış oluyorsunuz” ifadelerini kullandı.

ONKOBÜS’LE AKDENİZ’DE KANSER HASTALIĞINA GEÇİT YOK

Kadın sağlığı için de büyük bir adım atarak Onkoloji Minibüsü (OnkoBüs) kurduklarını kaydeden Gültak, mamografiden smear testine kadar birçok olanağı halkın ayağına götürdüklerini kaydetti. Sağlık Müdürlüğüyle birlikte hareket ettiklerini kaydeden Gültak, şu sözlere yer verdi: “2 kadına kanser teşhisi kondu ve hayata tutundular. Belediyecilik sadece asfalt ve kaldırım değil, sosyolojik bir çalışma lazım. Kanser hastalarını evinden alıp uygulama yapılacak hastane ya da 3. sınıf hastaneye götürüyorsunuz. Uygulama yapıldıktan sonra tekrar evine götürecek bir hizmet yok. Kemoterapi çok ağır bir süreç ve 3-4 saat sürüyor. Kişi kemoterapi aldıktan sonra ayakta bile yürüyemiyor. Dolayısıyla imkanı olmayan, eşi çalışan, çocuğu şehir dışında olan bütün hastalarımızı düşünün bizzat bizim personellerimiz evinden alıyor, hastaneye götürüyor, bekliyor ve evine bırakıyor. Ayrıca az önce bahsettiğim gibi de bir kadının, bir beyefendinin hayatını kurtarmaktan daha değerli ne olabilir. Belediyecilik global bir iş farklı açılardan bakmak gerekiyor, aksi takdirde sadece asfalt dökersiniz. Yaşlıların, çocukların gençlerin kaderlerini değiştirecek projeler yapıyoruz.”

GENÇLER HEM SINAVA HEM İŞ HAYATINA HAZIRLANIYOR

 

Gençler için yaptıklarını aktaran Gültak, hem sınava hem de iş yaşamına hazırlanan gençlere sağladıkları olanakları şöyle anlattı: “BİLSEM öğrencileri var, IQ’ları çok yüksek özel yetenekli öğrenciler bunlar. Akdeniz’de 27 tane vardı ve tek tek ziyaret ettim. Çoğu yoksul ailelerin çocukları ve bırakın bilgisayarı çalışma masaları bile yoktu. Bunların hepsinin çalışma masalarını ve bilgisayarlarını aldım, Mersin Üniversitesinden bir profesörle denkleştim ve çocukların eğitimine katkı sağladım. Çocuklar bizim geleceğimiz. Ayrıca bir eğitim platformu hazırladık ve üniversiteye hazırlanan gençleri sınava hazırlıyoruz.  Çukurova Kalkınma Ajansıyla birlikte metavers yaptık. Bugüne kadar Türkiye’de devasa vinçleri kullanmak için eğitim veren bir yer yoktu. Biz bunun metavers ile kokpitini kurduk, simülatörünü kurduk ve gözlüğü takıyorsunuz ve kendinizi limanda o vincin başında görerek sertifika alıyorsunuz. Şuan İngilizcesi olan o sertifikayı alan kişiler yurtdışında bile iş bulabiliyor. Gençlere istihdam sağlıyoruz. Hem okumalarını hem de işle ilgili eğitimlerini veriyoruz. Akdeniz 5 yıl önce kavganın kargaşanın çok olduğu bir yerdi ama artık barışın, kardeşliğin anıldığı bir ilçe oldu. Asfalt, kaldırım işleri zaten yürüyor.”

FESTİVAL İLÇESİ: AKDENİZ

Son olarak Akdeniz’in Balık Festivali’ni hatırlatan Gültak, “Son bahara doğru balık festivali yapıyoruz. Mersin bir kere Türkiye’nin balık deposu, yediğiniz balıkların çoğu Mersin’den geliyor. Nisan’da gül festivali yapacağız herkesi ona beklerim, çünkü kesme gülde Türkiye 2.’siyiz. Bunu tüm Türkiye’ye tanıtacağım. Huzurun olmadığı yerde hiçbir şey olmaz” dedi.

PAYLAŞIN
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  

Hakkında haber news24

Tekrar kontrol edin

Binici Gruptan Akdeniz Gücü Spor kulübüne destek

Mersin’de esnafın, gençleri spora yönlendirerek kötü alışkanlıklardan kurtarmak amacıyla kurduğu Akdenizgücü Spor Kulübü’ne destek sürüyor. ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir