Mersin Kadın Platformu, ülkede artan kadın cinayetlerine, transfobiye, erkek şiddetine ve cezasızlık politikalarına tepki göstererek, kadına karşı yönelik şiddete tepki gösterdi.
Mersin Kadın Platformu, kentte son 2 ayda en az 4 kadının erkekler tarafından öldürülmesi, İstanbul ve İzmir’de trans kadınların saldırıya uğraması, Şırnak’ta bir kadının asker tarafından tacize uğraması üzerine basın açıklaması yaptı. Atatürk Caddesi Taş bina yakınında bir araya gelen kadınlar “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” yazılı pankart açtı.
Platform adına basın açıklamasını okuyan Gonca Ocakçı, iktidarın laiklik karşıtı söylemlerle kadınların ve LGBTİ+ların yaşamlarına saldırıları sürdürdüğünü belirterek, Devletin özel savaş politikalarıyla kadınları hedef aldığını savundu.
Kadına yönelik şiddete tepki gösteren Ocakçı, “Kolluk kuvvetlerinin tıpkı İpek Er olayında olduğu gibi genç kadınları hedef alması, yine gerici, tekçi, cinsiyetçi oluşumlar olan siyasal islamın kurumlarının yoğunbir şekilde açılması ve toplumun politik değerlerinin bunlar eliyle çürütülmesi bu boyutta gözler önüne sermektedir. AKP-MHP faşist iktidarının geliştirdiği özel savaş politikaları sonucunda 12 Nisan akşamı Şırnak’ın Dîcle Mahallesinde yaşanan taciz olayı ile derinleştirilmeye çalışılıyor. Uzman Çavuş Musa Orhan örneğinde olduğu gibi toplum düşmanı bu unsurların cezalandırılmaları yerine Ankara’ya sözde sağlık gerekçesiyle kaçırılarak koruma altına alındığı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Ama biz kadınlar olarak dün olduğu gibi bugün de devletin özel savaş politikalarına karşı sessiz kalmadık, kalmayacağız. Her yerde toplumsal gücümüzle, öz savunmamızı geliştireceğimiz sözünü yerine getirdik ve getirmeye de devam edeceğiz” dedi.
İktidarın yürüttüğü politikalar sebebiyle nefretin körüklendiğini ve transfobik saldırıların arttığını ifade eden Ocakçı, “10 Nisan’da İzmir Bornova Sokak’ta yaşayan transların saldırıya uğraması ve gasp ile karşı karşıya kalmalarının sonucunda elle tutulur bir soruşturma yürütülmemesi, saldırının faillerinin sırtının bu rejim tarafından sıvazlandığının ve nefret politikalarının ne boyuta geldiğinin göstergesidir” diye konuştu.
Ocakçı, mücadele vurgusu yaparak şunları kaydetti:
“Henüz geçtiğimiz günlerde Tarsus’ta yaşanan hamile bir kadının sokak ortasında katledilmesini unutmadık. Töre adı altında, namus adı altında katledilen Besra, kendi abisi ve amcası tarafından planlanarak katledildi. Nedeni ise sadece kendi istediği evliliği yapmasıydı. Kadınları malı, ‘namusu’, evinin bir eşyası gibi gören bu ataerkil düzen ve onu besleyen, katliamları teşvik eden bu iktidarın karşısında örgütlü mücadelemizle ve öz savunmamızla varız. Nefretin, savaşın, homofobi ve transfobinin, eşitsizliğin kol gezdiği bu topraklarda gücümüzü birlikteliğimizden, mücadelemizden alıyoruz, almaya da devam edeceğiz.“