Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) Toplantı Salonunda düzenlenen toplantıya; Vali Ali Hamza Pehlivan, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Dr. Nihat Pakdil, Mersin Milletvekilleri Ali Cumhur Taşkın, Zeynep Gül Yılmaz ve Olcay Kılavuz, Tarsus Üniversitesi Rektörü Orhan Aydın, bölge ve il müdürleri, oda ve borsa başkanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, sektör ve kooperatif temsilcileri ile çiftçilerimiz katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programda yaptığı konuşmasında tarımın artık dünya gündeminin en tepesine yerleştiğini vurgulayan Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci, Türkiye’nin bu yönü itibariyle 2002 yılına göre tarımsal hasılasını artıran bir ülke konumuna geldiğini söyledi.
Konuşmasının devamında Bakan Kirişci; “Üretim kabiliyeti itibariyle dünyada 31. ülke olmamıza rağmen, ürettiği gayrisafi hasılayla 10. sıraya yerleşmiş, Avrupa’da da 1. sırada olan bir ülke. Bu Türkiye’de yaşayan herkesin iftihar edeceği bir durumdur. Burada en önemi pay üreticimize aittir. Geçtiğimiz yıl kuraklık yaşanmasına rağmen bu yıla sarkan bölümünde raflarımızda hiçbir ürünün yokluğu, kıtlığı, eksikliği hissedilmedi. O hepimizin bildiği, ünlü ülkelerin ne hale geldiklerini gördük. Dolayısıyla burada Türkiye’nin üretim kabiliyeti noktasında dünyada saygın bir ülke olduğunu, yerinin küçümsenemeyeceğini vurgulamak isterim.
Fakat bir taraftan da bizim kendimize bir gelecekle ilgili bir plan, yol haritası çizmemiz gerekir. Sadece kendi iktidarımız döneminde nüfusumuz 65 milyondan 85 milyona çıktı. Yani 20 milyon arttı. Turizmde 15 milyonlarda olan turist sayısı 52 milyonları gördü. Bizim bu artan nüfus ve gelen turistleri bütün ihtiyaçları noktasında besliyor, giydiriyor ve barındırıyor olmamız lazım.
“Toprak ve su zengini bir ülke değiliz”
Türkiye’nin toprak zengini bir ülke olmadığının altını çizen Bakan Kirişci, “Yani Türkiye’de bu bahsetmiş olduğumuz nüfus ve turizm projeksiyonunu dikkate aldığımız da 2053 yılında kişi başı 1.7 dekar gibi bir alan düşüyor. Türkiye aynı zamanda su zengini ülke de değil. Karadeniz bölgesini çıkarsak Türkiye’nin yıllık yağış ortalaması 300-350 milimetreyi geçmiyor. Dünya ortalamasının yaklaşık 900 milimetre olduğunu var sayarsak neredeyse onun 3’te 1’i orandadır. Bunlara göre geleceğe bakmamız gerekir.
Toprak ve su zengini değiliz, Allah göstermesin bir kıtlık denildiğinde aklımıza buğday geliyor. Ben stratejik ürün kavramını sürekli kullanıyorum. Bitkisel üretim tarafında un, yağ ve şeker dedim. Hayvansal ürün tarafında da et, süt ve yumurta dedim. Bizim artık zihnimizdeki kalıplaşmış ürünlerden kurtulmamız gerekiyor.
Mera alanlarımızda da 1989-2002 yılları arasında kaybettiğimiz mera varlığı yıllık 140 bin hektar. Bunun adına kentleşme deyin, bunun adına bilinçsiz yapılaşma deyin, bunun adına sanayileşme deyin. Netice bu alanlar gitmiş durumda. Mera ıslahı konusundaki çalışmalarına hız vermesi hususu bizim uhdemizde. Bunu yapmak, bunun gereğini yerine getirmek bizim görevimiz. Tıpkı biz iktidara geldiğimizde 8,5 milyon hektar alanın sulanabilir alanın yüzde 55’i sulanabilir iken, şimdi bu yüzde 80’lere çıktı. Yüzde 20 gibi bir bölüm kaldı. Buraları da önümüzdeki yıllarda suya kavuşturacağız.
“Herkesin konuştuğu tahıl koridoru oldu”
Öncelikle üretimde stratejik ürünlere odaklanılması gerekiyor. Bizim millet olarak odaklanmamız gereken ürünler bunlar. Rusya ile Ukrayna savaşında ne suyu ne de enerjiyi kimse konuşmadı. Başından beri ne konuşulan ise Ukrayna’nın elindeki 35 milyon ton hububat ve yağlı tohumlarla ilgili stok. Temmuz ayında bunların yeni ürünleri hasat edilecek. Onun 1,5 katı Rusya’da var. Bunların ikisinin tek başına dış ticarete konu olan hububat oranları yüzde 28. Bu 2 ülke birbirlerine girdiğinde kimse petrolü, suyu konuşmadı herkesin konuştuğu tahıl koridoru oldu. Dünya bir nefes aldı, bir rahatladı, bir umutlandı. Burada Cumhurbaşkanımızın ara buluculuğu çok önemliydi. Burada ilk savaş başladığında bizim duruşumuz, birini birine tercih etmeyiz, 2’si de komşu ve dost ülkeler duruşu bize en az Cumhuriyetin ilanı kadar anlamlı ve yerinde bulunmalıdır. Allah muhafaza biz bunlardan birinden birisini tutmuş olsaydık kesinlikle en az onlar kadar zarar gören 3. ülke de biz olurduk. Gıda, tarım, mera, toprak ve su konusu bizim Bakanlık olarak olmazsa olmazımız.
Bugün hububatta, arpa ve buğdayda 4 milyon 400 bin ton stokumuz bulunuyor. Bunlar bu ülkenin üreticilerinin ürettikleridir. 600 tonu önceki yıldan devirdir ama geri kalan 3 milyon 800 bin tonu bu ülkenin ürettiğidir. TMO bir merkez bankasıdır. Stoklarında mal bulundurursa TMO kendine ve piyasaya yapılan her türlü operasyonlara karşı gerekli aksiyonları alır. Yıllardır herkes tarım planlanmalı der. Bu nasıl olacak? Çifti ne ürün ektiğini bugüne kadar hiçbir şekilde tarım müdürlüklerine bildirmiyordu çünkü bunu söylemesine gerektiren bir mevzuat yoktu. Böyle bir şey olamaz. İnşallah bunlarla ilgili mevzuat çalışmalarımız devam ediyor.”ifadelerini kullandı.
Konuşmasının sonunda katılımcılara teşekkür eden Bakan Kirişci, toplantının hayırlı olmasını temenni etti.
Vali Ali Hamza Pehlivan ise toplantıda yaptığı konuşmasında;
“Bildiğiniz gibi tarım insanlık tarihi kadar eski, insanlığın tarihi ile başlayan bir sektör. İnsanoğlu var olduğu sürece de hayatımızda olması gereken bir sektör. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün 2019 yılında yayınladığı verilere göre tarımın toplam ürettiği hasıla değeri Son 20 yılda 73 kat artmış 3,5 trilyon doların üstüne çıkmış. Ülke olarak tarımda 65 milyar dolar hasıla ile ilk 10 ülke arasında bulunuyoruz.
İlimizde devletimizin ve hükümetimiz adına Tarım ve Orman Bakanlığı’mızın sağlamış olduğu destekleri, teşvikleri çiftçilerimize buluşturmak, bundan sonra da bu konuda daha etkin ve verimli çalışmalar ortaya koymak için tüm birimlerimizle çalışmaya devam edeceğiz. Ki bugüne kadar hayata geçmiş olan sayısız proje ve destekler söz konusudur.” ifadelerini kullandı.
Konuşmasının sonunda Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci’nin bu toplantıya başkanlık etmesinin çiftçilerimize ve üreticilerimizle olan ilginin somut bir göstergesi olduğunu belirten Vali Pehlivan, Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci’ye ve bütün katılımcılara iştiraklerinden dolayı teşekkürlerini iletti.
Tarım ve hayvancılık sektöründe faaliyet gösteren oda, birlik ve kooperatif temsilcilerinin söz alarak sektörde yaşanan sorun, taleplerini, beklenti ve önerilerini dile getirdiği toplantı, çözüme yönelik değerlendirmelerin ve muhtelif kararların alınması ile devam etti.